- 21:28 - BADER Olarak Etimesgut Belediye Başkanı Sayın Enver DEMİREL'in Misafiri Olduk
- 13:44 - 5.Olağan Genel Kurul Çağrısı
- 08:48 - İstişare ve Tanışma Programımızı Gerçekleştirdik
- 08:50 - Ankara Valiliğine Vasip ŞAHİN atandı.
- 16:11 - Kabakçı Konağı Ekim Ayı Söyleşisini Gerçekleştirdik.
- 08:44 - BADER Olarak Ziyaretlerimize Devam Ediyoruz.
- 09:42 - Acımız Büyük
- 23:38 - Hacı Bayram Veli Hazretlerinin Manevi Gölgesinde Bir Sosyal Bilimler Üniversitesi
- 23:13 - Zabıta Teşkilatı 192 Yaşında…
- 16:09 - ABD Menşeili Markalara İzin Yok
- 09:30 - 15 Temmuz Platformu Üyesi Olarak Basın Açıklamasına katıldık.
- 09:24 - 13. Çubuk Kültür ve Turşu Festivali İstişare Toplantısı
- 09:18 - Döviz ve Altınlarımız Bozduruyoruz
- 09:14 - TRT'ye Ziyaret
- 16:01 - Sincan Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Basın Açıklaması Yapıldı
Durdu GÜNEŞ / Yazar





Lügatimizle Oynayanlar Hayatımızla Oynuyorlar
Kelimeler düşüncelerimizin yapı taşlarıdır. Kelimeler değiştikçe düşünceler değişir. Düşünceler değiştikçe hayatımız değişir. Mevlana, "İnsan düşünceden ibarettir gerisi et ve kemiktir" der. Gandi, "Düşüncelerimize dikkat edelim düşünceler davranımızı doğurur. Davranışlara dikkat edelim, davranışlar alışkanlıklarımızı doğurur. Alışkanlıklarımıza dikkat edelim, alışkanlıklar karakterimizi doğurur. Karakterimize dikkat edelim. Karaktereimiz kaderimizi doğurur" diyor. Dikkat ederseniz kelimeden başlayan süreç kaderimizi belirlemenin alt yapısını oluşturuyor.
Kelimeler düşüncelerimizi nasıl değiştiriyor? Kelimelerle olumsuz bir durumu olumlu ya da olumlu bir durumu olumsuza dönüştürmek mümkün oluyor. Çünkü kelimelerle düşünüyoruz.
Olumsuz bir davranışı kelimeleri değiştirerek nasıl hayata dönüştürüyoruz?
Örneğin yuvaların yıkılmasına kazalara ve insan ilişkilerin bozulmasına sebep olan ve dinen de yasaklanan içkiye “aslan sütü” dediğimizde içki meşruiyet etiketi alıyor ve içki içenlere sanki aslan payesi veriliyor. “Aslan sütü” dediğimizde beynimizde düşüncemizde olumlu bir çağrışım doğuyor.
Gerek yoksulluktan, gerek ahlaki çöküntüden fuhuş sektöründe çalışan kadınlara “hayat kadını” etiketini yapıştırdığınız zaman, zihinde hayat veren kadın sanki onların dışındakiler “ölüm kadını” gibi bilinç altında bir olumlama oluyor. Genç kız bu sektörde ben "telekızım" diyebiliyor Sanki bir meslekmiş gibi. Kelime olumsuz bir çağrışım uyandırmıyor.
Kumar kelimesinin beynimizde olumsuz bir çağrışımı var. Ancak milli piyango deyip onu bir talih kuşuyla özleştirdiğiniz zaman olumlu bir düşünceye dönüyor. Hatta talih kuşu sürekli size de çıkabilir diye umut pompalıyorsa artık beyninizde kumar düşüncesi kalmıyor.
Bizde kötü alışkanlık deyince hemen bir üçlü gelir. İçki, kumar, karı kız. Oysa kavramsal olarak olumluya dönüştürülmüş toplumsal olarak da yaygınlaşmış davranışlardır.
Faiz dediğinizde dini bir yasak olarak algılarız. Ama kredi çekmek dediğimizde hiç olumsuz bir anlam yüklemeyiz. Oysaki kredi çekmek demek, faizle borç almak demektir.
Eskiden “azgelişmiş ülkeler” derlerdi. Bu ülkeler bunu kompleks yapıyor fazla ezik hissetmesinler diye kavramı değiştirdiler “gelişmekte olan ülkeler” dediler.
Yukarıda verilen örnekler bize kötüyü iyi göstermeye yönelik örneklerdir. Bir de kötü bir durumu kavramı değiştirerek iyiye çevirebiliriz.
Örneğin “sorun” kelimesi beynimizde hemen bir sorunu çağrıştır. Sorun kelimesini kullanmaksızın “durum” dersek beynimiz onu daha pozitif olarak düşünecek. Hatta sorun yerine “fırsat” dediğimizde, olumsuz bir durumdan yeni kapıların açılacağı olumlu bir sonuç doğacaktır.
Hasta kelimesini kullanmak yerine sağlık kelimesini kullanmak daha doğrudur. Hastane (hastahane-hastaevi) yerine eskilerin dediği gibi şifahane(şifa evi) desek daha doğru olur.
“Yabancı dil” yerine “ikinci dil” “üçüncü dil” şeklinde sıralasak beynimiz yeni dilleri yabancı olarak algılamayacaktır.
Eskiden öldürülen teröristlerle ilgili olarak “ölü olarak ele geçirildi” başlığı altında duyuruldu. Şimdi öldürülen teröristlerle ilgili olarak “etkisiz hale getirildi” başlığı ile bize duyuruyorlar. Acaba ölüm kelimesiyle moralimiz bozulmasın diye mi, deyimi yumuşatıp olumlu hale getirdiler bilemiyorum.
Bir zamanlar trafik canavarı vardı. Trafik canavarı yolları kan gölüne çevirirdi. Bu masalsı trafik canavarından çok çektik. Oysa kimse çıkıp “trafik canavarı yok, cehaletimiz var, magandalığımız var, tedbirsizliğimiz dikkatsizliğimiz var, başkalarının hakkına saygısız olduğumuz var “ demiyordu.
Algı yönetme merkezleri tarafından üretilip piyasaya sürülen kelimeleri kullanırken çok dikkat edelim. Bizim önce düşüncemizi sonra hayatımızı değiştiriyor olabilirler.
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Yukarı
Tel : 0 312 229 54 06 - 229 55 06 | Haber Yazılımı: CM Bilişim