Durdu GÜNEŞ / Yazar

    12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
    Durdu GÜNEŞ / Yazar

    “Nasip Numarası”nın Bilimsel Dayanağını Buldum

    28 Şubat 2017 Salı 09:40

    Arkadaşlar bir arada sohbet ediyorduk. Bir kavgadan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması cezası alan bir arkadaş üzüntü içindeydi. Derdini anlattı:

     -Hakim değişikliğinin azizliğine uğradım ben. Önceki hâkime duruşmada her şeyi anlatmıştım. Beni anlamıştı, çok olumlu bakıyordu. Fakat son duruşmada o hâkim yoktu. Yeni bir hakim ise beni anlamadan, dinlemeden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi,

     Aramızda hâkim bir arkadaş vardı. ‘Şaşıracak bir şey yok’ der gibi konuştu:

     -Demek ki nasip numarası iyi denk gelmemiş.

     Hepimiz merakla sorduk:

     -Nasip numarası nedir?

     Hâkim açıklık getirdi:

     -Dava dosyalarında bir esas numarası bir de karar numarası vardır. Her dava dosyasına ayrı bir numara verilir. Esas numarasının basit bir mantığı vardır. İlk bölümü davanın açıldığı yılı ikinci bölümü ise o yıl içerisinde açılan kaçıncı dava olduğunu gösterir. Karar numarası ise ilk bölümünde kararın verildiği yıl, ikinci bölümünde ise o yıl içinde verilen kaçıncı karar olduğu yazılır. Bunları herkes bilir. Bir de üçüncü olarak herkesçe bilinmeyen ve dosyada görülmeyen nasip numarası vardır. O gün hakim sol tarafından mı kalkmış, yoksa halâ eşref saatinde mi, ya da o gün sorunlu dosyalardan sinirleri yıpranmış mı, sabah evden ayrılırken evden kavgalı mı mutlu mu çıkmış veya kadın hakim muayyen günlerinden birini mi yaşıyor ya da eski hakim olumlu düşünürken hakim değişikliği nedeniyle olumsuz bakan bir hakime mi denk gelmiş? Bunlar da nasip numarasıdır. Nasip numaran iyiyse olmazsın kaybeden, nasip numaran kötüyse ne gelir elden.

    Bunu ben bir sohbetten alarak espri olsun diye yazmıştım. Meğer bu esprinin bilimsel temeli varmış Bu gün okuduğum kitapta nasip numarasına açıklık getiriyor. Kitaptan aynen alıntılıyorum.

    “Ceza evinde kalmakta olan iki hükümlünün, şartlı tahliye kurulunun önüne çıkması planlanmış. Hükümlülerden biri kurulun huzuruna 11. 27’de çıkıyor. Suçu dolandırıcılık, ceza süresi ise 30 ay. Diğer hükümlünün kurul önüne çıktığı saat 13.15. Suçu ve ceza süresi, birici hükümlüyle aynı.

    İlk hükümlünün şartlı tahliyesine izin verilmezken, karar ikinci hükümlü için olumlu. Neden? Kararda etkili olan şey ne? Irk m? Görünüş mü? Yaşı mı?

    Bin yargı kararının ele alındığı 2011 tarihli bir çalışmaya göre ana etken, yukarıda sıralananlardan herhangi biri değil, daha çok açlıktı. Bir hükümlünün şartlı tahliye şansı, kurulun yemek molasının hemen sonrasına denk gelmesi durumunda en yüksek değer olan %65 e çıkıyor, ama bir oturumun sonuna doğru değerlendirilen hükümlü için en düşük değer %20 lere düşüyordu.” (Eagleman David, Beyin, Senin Hikayen, Domingo yayınları, 2016, İstanbul)

    Geçmiş dönemlerde Hakimlerin cüzdanı ile vicdanları arasına sıkıştıklarını duymuştuk, ama mideleriyle beyinleri arasına sıkışabileceklerini hiç düşünmemiştim.. Meğerse verilecek kararı ciddi ölçüde etkiliyormuş. Ben “Aç karnına yapılan espriyle tok karnına yapılan espri arasında fark vardır diyordum da kimse inanmıyordu.” Hakim kararını etkileyen açlık, nasıl espri üretme durumunu etkilemez.

    Bu yazı toplam 1066 defa okunmuştur.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
    Tüm Hakları Saklıdır © 2016 BADER Ankara | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 312 229 54 06 - 229 55 06 | Haber Yazılımı: CM Bilişim