Durdu GÜNEŞ / Yazar

Taşa “Neden taş kalpli deyiminde taş kalbi merhametsizleştiriyor?” demişler. Taş “Sana taş atana sen ekmek at” diyen insanoğluna bu deyimi yakıştıramadım. Bize karşı yapılan çok kötü bir taşlamadır bu” demiş.

** **
Çakıl taşı mezar taşına bakıp “sana baktıkta moralim bozuluyor, hep ölümü hatırlatıyorsun” demiş. Mezar taşı, “Sanki sen ayakaltında ezilerek yaşamayı hayat mı sayıyorsun? Çakıllık yapma. Ben moral bozukluğu değil, yaşayanlara ibret veririm” demiş.
** **
Kaldırım taşı musalla taşına, “Yine hangi ölüye yardım ve yataklık yapıyorsun ?” demiş. Musalla taşı kaldırım taşına, “Beni kıskanıyorsun, insanlar seni ayaklarıyla çiğniyor sonunda gelip sırtına bana yaslıyorlar” demiş.
** **
Adam şeytan taşlamak için eline taş almış. Taş dile gelmiş. “Beni şeytana atacağına sen en iyisi başını bana vur, daha çok sevap kazanırsın” demiş.
** **
Kaldırım taşı suskun üzgün dururken sormuşlar. “Bu ne hüzündür?” “ Sormayın” demiş “ iki şeye çok canım sıkılır. Birincisi kaldırım mühendisleri, avare kasnak gibi üzerimde dolaşırlar, işleri yoktur. İkincisi de kaldırım çiçekleri onlarında işleri vardır ama rezildir.”
** **
Değirmenin üst taşı ile alt taşı sohbet ediyormuş. Üst taş ne kadar zorluk çektiğini belirtmek için,“Değirmenin hep üst taşı eskir, derler ne kadar doğru.” Demiş. Değirmenin alt taşı ise cevap vermiş. “Sen öyle san. Her zaman altta kalanın canı çıkar.”
** **
İki çakıl taşı birbirlerine anılarını anlatıyormuş. Biri “Ara sıra bize postacılık da yaptırıyorlar. Aşıklar pencereye atarlar. Bazen bir aşkın habercisi oluruz. Bazen de bir drama yol açarız. ‘Pencereden bir taş geldi. Ben sandım ki Mamoş geldi’ türküsünde rol aldım. O dramı hatırladıkça içim burkulur.”

Diğer çakıl taşı “Benim de başımdan komik bir olay geçti. Hatırladıkça gülesim gelir. Kadının biri oynaşıyla haberleşmek için hep beni kullanırdı. Bir gün kadın kocasıyla avluda otururken oynaşı beni avluya attı. Kadın durumu kurtarmak için hemen kocasına ‘sana bir şiir okuyayım’ dedi. Sonra çok yüksek bir sesle şu şiiri okudu. ‘Ey taş atan, taş atan/Eşek değil burada yatan/Terazi var, tartı var/Her şeyin bir vakti var” 
** **
İki taş birbirine birbiriyle sohbet ediyormuş, biri diğerine “Şu insanları anlamıyorum. ‘Ağır taş batman çeker, hafif taşa da pis sürerler’ sözünü nasıl çıkarırlar? Oysa taş, aynı taştır. Niye birine iltifat birine hakaret ederler ” demiş.

Öbür taş “Kafanı yorma, insanoğlu bu. Bizimle tanışan ilk insanoğulları bizi yontarak avda kullandılar, karınlarını doyurdular. Hatta o kadar önemliydik ki yontma taş devri, cilalı taş devri diye çağa adımızı koydular. Şimdi eyvallahları kalmadı ya pislik atıyorlar. İlk insanlar bizi yontuyor av yapıyor, karınlarını doyuruyorlardı. Şimdiki insanlar birbirini yontuyor ve birbirini yiyorlar. Sonra da geliştik diyorlar” demiş.

** **

Bir binek taşı ile bir ponza taşı sohbet ediyormuş.

Binek taşı, “Üzerimden ne beyler ne krallar ne yolcular gelip geçti. Benimle yükselip ata bindiler eşeğe bindiler. Ne mağrur ayaklar gördüm. Ayağını denk almayıp yere bastığında dünyayı titrettiğini sananların haddini kardeşim toprak bildirdi. İnsanlara ayak çekenler, toprağa ayak çekemediler. Ve tarihin ayak altında kaybolup gittiler” demiş

Ponza taşı, “Ben de ne kirli ayaklar gördüm, ne nasırlı ayaklar gördüm. Ama ayaklara hep sağlık verdim. Fakat birçok insanoğlu kirli ayaktan ve ayak oyunlarından vazgeçmiyor. Onun için de ayak yolunda ölüp gidiyorlar.” demiş.